Birçok sosyolog ve antropolog ilkel toplumlarının büyücülerini ilk bilimciler olarak kabul ederler. Ancak insanlık tarihinde bilimin başlangıcı olarak yazınında bulunduğu Mezopotamya ve Mısır uygarlığı kabul edilir. Bu dönemde özellikle geometri, matematik ve astronomi tarımsal üretimin gerek duyduğu bilgileri pratik olarak çözümlemiştir. Başlangıcında bilim pratik amaçlara dayanıyordu, bir de din adamları sınıfına. Yani bilgiler din adamlarının tekelinde bulunuyor bir anlamda ilkel büyücülük sürüyordu. Bölük pörçük bilgiler vardı ama belli bir sistematiği henüz yoktu bilimlerin.
Bilimsel çalışmaların pratik kaygıların ötesine geçişi;
Ege uygarlığı ile gerçekleşti. Tam da Felsefenin doğduğu çağa. Bu dönemde matematik, geometri ve astronominin yanına fizik ve biyolojiyi ve simya biçimi ile kimyayı da eklemek olası. Ancak bu dönemin tabiat (doğa) bilimleri önemli metfizik izler taşımaktadır. Thales’in tüm evreni canlı sayması gibi. Bu dönemde özellikle matematik bilimleri alanında bu günde geçerliliğini koruyan büyük başarılar elde edilmiştir. (Thales teoremi, Pisagor bağıntısı, Öklit Geometrisi, Arşimed yasası gibi) Orta çağda her alanda olduğu gibi bilim alanında da dinin egemenliğini ve buna bağlı olarak da duraklamayı görürüz. Bilimin temel özelliği olan özgür düşünce ve eleştiri bir yana itilince bilimde iyice metafizik bataklığına sürüklenmiştir.
Hıristiyan orta çağının iyice tutuculaştığı dönemde, yeni din İslamiyet yeni olmanın getirdiği dinamikle bilime biraz daha hoşgörülü bakınca, bilimin merkezi yine orta doğuya kaymıştır. Ancak bu dönem İslam düşünürleri de tıpkı Hıristiyanlığın ilk döneminde olduğu gibi İdealist bir tavırla bilime ve felsefeye yaklaşarak, bir anlamda bir tekrardan öteye geçememişlerdir. Bilimde ve insanlık tarihinde yenileşme ve ilerleme bir başka bahara kalmıştır.
15 ve 16 yüzyılda Reform ve Rönesans’la başlayan değişim süreci; 17 ve 18 inci yüzyılda Aydınlanma ile yükselen dinamik olmuş, 19 ve 20 nci yüzyılda sanayileşme ile değişim doruğa varmıştır. İçinde bulunduğumuz 21 inci yüz yıl ise bilimin altın çağı olacakmış gibi görünmektedir.
Kilisenin resmi ideolojisini sarsan ilk bulgular 16 ve 17 yüzyılda astronomiden gelmiştir. İlkçağ düşünürü Batlamyus’ un kilise tarafından tanrı söylemine dönüştürülen Dünya merkezli evren anlayışına karşı; Kopernik, Kepler, Bruno ve Galile Güneş merkezli evreni koyunca kızılca kıyamet kopmuştur. Bunun bedeli cezalandırılan bilim adamları tarafından ödeniyor görünse de en büyük bedeli etkisini yitiren metafizik anlayışlar ödemişlerdir. Astronomiyi Fizik ve Biyoloji izlemiştir. 18 inci yüzyılda Newton’la fizik maddenin sakınımı yasasını açıklayarak hiçbir şeyin yoktan var olmadığını ve yok olmayacağını söylerken, Mendelson hem de kilisenin arka bahçesinde doğal olmayan yollardan yapay bezelyeler üretiyordu.
19 uncu yüzyıl insan bilimlerinin yüzyılı oldu. Psikoloji ve Sosyoloji pozitif birer bilim olarak mistik ve metafizikten uzaklaştılar.
20, yüzyıl bilimin dışındaki odaklardan çok kendi içinde hesaplaşması ile geçti. Einstein ve Plank’la Fizik Newton’u aştı.
.
Bilimsel çalışmaların pratik kaygıların ötesine geçişi;
Ege uygarlığı ile gerçekleşti. Tam da Felsefenin doğduğu çağa. Bu dönemde matematik, geometri ve astronominin yanına fizik ve biyolojiyi ve simya biçimi ile kimyayı da eklemek olası. Ancak bu dönemin tabiat (doğa) bilimleri önemli metfizik izler taşımaktadır. Thales’in tüm evreni canlı sayması gibi. Bu dönemde özellikle matematik bilimleri alanında bu günde geçerliliğini koruyan büyük başarılar elde edilmiştir. (Thales teoremi, Pisagor bağıntısı, Öklit Geometrisi, Arşimed yasası gibi) Orta çağda her alanda olduğu gibi bilim alanında da dinin egemenliğini ve buna bağlı olarak da duraklamayı görürüz. Bilimin temel özelliği olan özgür düşünce ve eleştiri bir yana itilince bilimde iyice metafizik bataklığına sürüklenmiştir.
Hıristiyan orta çağının iyice tutuculaştığı dönemde, yeni din İslamiyet yeni olmanın getirdiği dinamikle bilime biraz daha hoşgörülü bakınca, bilimin merkezi yine orta doğuya kaymıştır. Ancak bu dönem İslam düşünürleri de tıpkı Hıristiyanlığın ilk döneminde olduğu gibi İdealist bir tavırla bilime ve felsefeye yaklaşarak, bir anlamda bir tekrardan öteye geçememişlerdir. Bilimde ve insanlık tarihinde yenileşme ve ilerleme bir başka bahara kalmıştır.
15 ve 16 yüzyılda Reform ve Rönesans’la başlayan değişim süreci; 17 ve 18 inci yüzyılda Aydınlanma ile yükselen dinamik olmuş, 19 ve 20 nci yüzyılda sanayileşme ile değişim doruğa varmıştır. İçinde bulunduğumuz 21 inci yüz yıl ise bilimin altın çağı olacakmış gibi görünmektedir.
Kilisenin resmi ideolojisini sarsan ilk bulgular 16 ve 17 yüzyılda astronomiden gelmiştir. İlkçağ düşünürü Batlamyus’ un kilise tarafından tanrı söylemine dönüştürülen Dünya merkezli evren anlayışına karşı; Kopernik, Kepler, Bruno ve Galile Güneş merkezli evreni koyunca kızılca kıyamet kopmuştur. Bunun bedeli cezalandırılan bilim adamları tarafından ödeniyor görünse de en büyük bedeli etkisini yitiren metafizik anlayışlar ödemişlerdir. Astronomiyi Fizik ve Biyoloji izlemiştir. 18 inci yüzyılda Newton’la fizik maddenin sakınımı yasasını açıklayarak hiçbir şeyin yoktan var olmadığını ve yok olmayacağını söylerken, Mendelson hem de kilisenin arka bahçesinde doğal olmayan yollardan yapay bezelyeler üretiyordu.
19 uncu yüzyıl insan bilimlerinin yüzyılı oldu. Psikoloji ve Sosyoloji pozitif birer bilim olarak mistik ve metafizikten uzaklaştılar.
20, yüzyıl bilimin dışındaki odaklardan çok kendi içinde hesaplaşması ile geçti. Einstein ve Plank’la Fizik Newton’u aştı.
.
ARİSTOTELES ;
MÖ: 322-384 yılları arasında Ege denizinde Stageria’da doğmuştur. Stageria, İyonluların yerleşim bölgesi ve kültürünü içerdiğinden Aristo, İyon filozofu olarak bilinir. Aristotales’in yaptığı çalışmalar, düşünceler bu gün metafizik, fizik ve matematik konularında gelişimi sağlamıştır.
MÖ: 322-384 yılları arasında Ege denizinde Stageria’da doğmuştur. Stageria, İyonluların yerleşim bölgesi ve kültürünü içerdiğinden Aristo, İyon filozofu olarak bilinir. Aristotales’in yaptığı çalışmalar, düşünceler bu gün metafizik, fizik ve matematik konularında gelişimi sağlamıştır.